EYLEME DESTEK

TÜRKİYE TİYATROLAR BİRLİĞİ’NDEN EYLEME DESTEK

Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak; SENDER (Senaryo Yazarları Derneği) ve SİNE-SEN (Sinema Emekçileri Sendikası) güç birliği ile düzenlenen 24 Aralık eylemine destek veriyoruz.

Sinema ve Televizyon alanında birer köle gibi çalıştırılan meslektaşlarımızın; tüm ekonomik ve demokratik haklarının birlikte haykırılması adına başlatılan mücadele sürecinin, bundan böyle de aktif katılımcısı olacağımızın bilinmesini isteriz.

 Türkiye Tiyatrolar Birliği

HAYDARPAŞA HEPİMİZİNDİR, TÜM İNSANLIĞIN…

İnsanlığın gözleri önünde, kültürel mirasımız Haydarpaşa’nın yangına kurban verilmesinin altındaki pis ve kirli hesaplar, gün geçtikçe ortaya çıkmaktadır.

Haydarpaşa’nın da içinde bulunduğu alanın, Uluslar arası sermaye gruplarına ‘güzellenmesi’ istemleri bazı yandaş yazarlar tarafından dile getirilmeye, TV ekranlarından niyetler ifade edilmeye başlandı.

Tüm tarihsel geçmişi ve yaşanmışlığı ile Haydarpaşa bizimdir ve tüm insanlığındır.

Bu miras için yazılan her şarkı; söylenen her türkü, dillenen her destan, çekilen her film-fotoğraf karesi, yapılan her resim, yaşanan her aşk, ayrılık, keder, hasret, acı ve gurbetlik te hepimizindir.

Yangının sorumluları daha da gecikmeden gün yüzüne çıkartılmalı ve yargıya teslim edilmelidir.

 Türkiye Tiyatroları Birliği olarak; 2010 Avrupa Kültür Başkenti projeleri ile övünen İstanbul kentinin yöneticilerini ve hükümeti acilen göreve davet ediyoruz. Ajans’ın arta kalan tüm fonu bu kültürel mirasımızın yeniden onarımına aktarılmalı ve Haydarpaşa’nın alnındaki kara leke olan yangının tüm izleri bir an önce yok edilmeli ve o şenlikli görevine kaldığı yerden dkaldığı yerden devam etmelidir.

Türkiye Tiyatrolar Birliği Yürütme Kurulu

Polis Üniversitelerimizden ve Öğrenci gençliğin üzerinden ellerini çekmelidir!

Uzunca zamandır Üniversitelerimizde yaşanan polis şiddetinin, 4 Aralık Cumartesi günü Başbakan Erdoğan'ın yaptığı Dolmabahçe toplantısı sırasında yaşananlarla, insanlık dışı bir saldırıya dönüştüğünü gözlüyoruz.

İnsanlarımızın canını-malını ve tüm güvenliğini korumakla görevli kolluk kuvvetleri, genç kardeşlerimize karşı düşmanca davranmış; kameraların önünde adeta meydan okumuş ve sakat bırakma pahasına, cop-gaz gibi saldırı gereçlerini en acımasız biçimiyle bir 'silah' gibi kullanmıştır.

'Hamile' olduğunu söyleyen bir insanın defalarca karnının tekmelenmesi ve bebeğinin ölümüne yol açılması ise, büyük bir insanlık suçudur.

Her yurttaşımız gibi Üniversiteli gençliğinin de demokratik haklarını kullanmak istemelerinin bu tür yöntemlerle bastırılmaları-darp edilmeleri-gasp edilmeleri, polisin izlediği faşizan tavrın son örneğidir diye düşünüyoruz.

Bu anlamda, önümüzdeki süreçte Üniversitelerde yapılacak olan demokratik eylemlere takınılacak tavrın ne olacağının ipuçlarını da görmüş bulunuyoruz!

4 Aralık Cumartesi günü yaşanan olaylarda sorumlu olan kişiler, ( Emniyet amirleri-Polisler ve emir yağdıran yetkililer) mutlak yargı önüne çıkarılmalı ve bu isimlerin kim oldukları kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak, Polis şiddetinin son bulmasını ve polisin Üniversitelerimizden ve gençliğimizin üstünden ellerini çekmesini talep ediyoruz.
Türkiye Tiyatroları Birliği Yürütme Kurulu

TÜRKİYE TİYATROLAR BİRLİĞİ GENEL KURUL SONUÇ BİLDİRGESİ

Daha önceden de duyurulduğu gibi 4 Aralık 2010’da 15.Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nde Festival Organizasyonu Sorumlusu TAKSAV’ın salonunda önce Türkiye Tiyatrolar Birliği tanıtımı toplantısı sonra Genel Kurulu gerçekleşti.

Genel Kurulda yapılan çeşitli öneriler ve yeni katılımlar sonucu aşağıdaki ilke ve yapılanmalara karar verildi.

· Türkiye Tiyatrolar Birliği kurulduğu tarihten günümüze kadar olduğu gibi üyeler ve diğer oluşumlar ile iyi niyet, sağduyu ve güven üzerine hareket edecektir. İletişim biçimi olarak yüz yüze iletişimi önemser.

· Kuruluş ilkelerinde belirtildiği gibi eylem birliği temel olarak alınacaktır.

· Tiyatro Sanatına emek vermiş topluluk ve kişilere sahip çıkma ve onları desteklemenin de temel ilkeler olması gerektiği belirlenmiştir. Bu anlamda çalıştığı resmi kurumdan istifa etmek zorunda kalmış bir tiyatro üyemize destek çalışması da başlamış ve devam edecektir.

· Kuruluşundan beri var olan Birlik içerisindeki tiyatroların üretim sürecinde de birbirlerine destek olmasının önemsenmesi karalaştırılmıştır.

· Türkiye Tiyatrolar Birliği diğer tüm oluşumlarla barışçıl ve dayanışmacı bir ilişki biçimini benimser.

· HES, Termik Santral, Nükleer Santral, Haydarpaşa vb. tüm yıkımların karşısında duran çevre hareketlerinin destekçisidir.

· Sanat Emekçileri ve Seyirciler bireysel olarak da komiteler oluşturularak birliğe katılabilir ve dayanışmada bulunabilir.

· Her türlü sansür, oto-sansüre ve başkaca yasaklamalara karşıdır.

· Kadın ve eşcinsel ayrımcılığına, her dilde tiyatro yapma özgürlüğünün kısıtlanmasına ve tüm ırkçı tutumlara kuruluşundan beri karşıdır.

· Emek Örgütleri ile sınıfsal mücadele anlamında dayanışmacı ve paylaşımcı bir çalışma da yürütür.

· Yerelden bölgeye, oradan ulusala evirilen örgütlenme biçimi devam edecek ve refleksif durumlarda yetkilendirilmiş bir dönem sözcüsü ile yürütme kurulu biçiminde aşağıdan yukarı doğru bir yapılanma genel kurulda kabul edilmiştir.

· Yürütme Kurulu ve/veya diğer üyelerden de oluşacak komiteler şunlardır; 1- Üniversite, 2- Eğitim/Destek, 3- Yayın-İletişim, 4- Sanatçı-Seyirci, 5- Örgütlenme, 6- Festival-Tanıtım

· Aşağıdaki Tiyatro Toplulukları 4.Türkiye Tiyatrolar Buluşması ve bu gün yapılan bilgilendirme söyleşisi sonucu Türkiye Tiyatrolar Birliğine katıldıklarını deklere etmişler ve Türkiye Tiyatrolar Birliği’ne güç katmışlardır.

Türkiye Tiyatrolar Birliği’ne katılan topluluklar:
- Ankara Şehir Tiyatrosu
- Samsun Sanat Tiyatrosu
- Öteki Tiyatro (Ankara)
- Afyonkarahisar Belediye Şehir Tiyatrosu
- İstanbul&Sakarya Katibim Karagöz Evi
- Çeşme Yüksekokulu Tiyatrosu (İzmir)
- Çeşme Belediye Tiyatrosu (İzmir)
- Halkın Takımı Tiyatrosu (Ankara)
- Muhalif Sahne (Ankara)

Genel Kurul’da yapılan öneriler ve oylamalar sonucu Türkiye Tiyatrolar Birliği yapılanması aşağıdaki gibi olacaktır.

Dönem Sözcüsü : Orçun Masatçı
Yürütme Kurulu :
Turgay Tanülkü, Orhan Aydın, Yaşar Gündem, Zafer Gecegörür, M.Nurkut İlhan, Mehmet Esatoğlu,
Hakan Güneri, Evin Doğan, Aydan Bol, Taylan Ağsakal, Kımız Bozkır

Genel Kurul, Yürütme Kurul’nun en az iki ayda bir toplanmasına ve ilk toplantının Ocak ayında Antalya’da yapılmasına karar vererek sona ermiştir.

Orçun Masatçı
Türkiye Tiyatrolar Birliği Dönem Sözcüsü

BEKLAN HOCAYI KAYBETTİK. BAŞIMIZ SAĞOLSUN.
28/09/2010

Şairin dediği gibi her ölüm erken ölümdür. Bir süredir boğuştuğu hastalıklara rağmen yeni projeler üretmekten ve bunu gençlerle paylaşmaktan asla vazgeçmeyen Beklan Algan maalesef artık aramızda değil. Onun kaybıyla beraber Türkiye tiyatrosu en deneyselci uygulamacılarından ve en yaratıcı zihinlerinden birisini kaybetmiş oldu. Tiyatronun her daim yeniden tanımlanabileceğine, yeni açılımlar sağlayabileceğine ve toplumun en yaratıcı lokomotiflerinden birisi olabileceğine olan inancını asla kaybetmeden neredeyse yarım asır boyunca yazmaya, yönetmeye, üretmeye ve hepsinden önemlisi eğitmeye devam eden hocamıza rahmet, değerli ailesine ve tüm tiyatro camiasına başsağlığı diliyoruz. Işığı bol olsun.



Türkiye Tiyatrolar Birliği

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YÖNETİMİ’NİN ÖĞRENCİLERİN ORTAK SANAT ALANINI KAPATMA GİRİŞİMİNİ KINIYORUZ. ÖKM KAPATILAMAZ.

Türkiye; referandum telaşına Brecht’in “Evet Diyen. Hayır Diyen.” oyunu kıvamında bir kutuplaşmaya gidedursun, üniversite idareleri kulüp faaliyetlerine, “Hayır” diyerek, ket vurma çabasından vazgeçmemekte ve antidemokratik tutumun ürünü olan eylemlilikler sergilemektedir. Üniversite idarelerinin engellemelerinden özellikle sponsorsuz yürütülmeye çalışılan sanatsal faaliyetler de nasiplerini almaktadır.

1 MAYIS'TA ALANLARA!
(30 Nisan 2010)

1 Mayıs 2010’da, 32 yıl aradan sonra emeğin bayramı İstanbul Taksim Meydanı’nda kutlanıyor.

Kanlı bir provokasyonun eseri 1 Mayıs 1977 katliamı, hâlâ aydınlatılmayı bekliyor.

12 Eylül darbesinin resmileştirdiği emek düşmanlığına karşı verilen mücadele, 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kabul edilmesini ve emekçilerden çalınmış Taksim Meydanı’nın açılmasın sağladı. Bu kazanımlar tüm ülkeye kutlu olsun, kazanımlarımızı arttırmaya inatla devam diyoruz.

Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak Türkiye’nin neresinde olursak olalım alanlarda emeğin saflarındayız. Aramızda dolaşıma soktuğumuz mesajı buradan da yinelemek istiyoruz:

TÜRKİYE TİYATROLARI BİRLİĞİ 1 MAYISTA,
İŞÇİLERİN EMEKÇİLERİN, ÜLKEDE VE DÜNYADA SAVAŞA KARŞI BARIŞIN SAFLARINDA,
İNSANA VE DOĞAYA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN VE DÜŞMANLIĞIN KARŞISINDA OLACAK!


TÜM SANAT EMEKÇİLERİ 1 MAYIS’TA ALANLARA!

YAŞASIN 1 MAYIS!

YAŞASIN TİYATRO!

Türkiye Tiyatrolar Birliği

5 YIL BOYUNCA SANAT YAPMA YASAĞI GETİRİLEN SANATÇILARIN YANINDAYIZ

30/04/2010

9 Nisan 2010 tarihinde, Batman Kültür Sanat Festivali, Newroz kutlaması ve çeşitli basın açıklamalarında “def çalıp insanları coşturdukları” gerekçesiyle Bahar Kültür Merkezi, Müzik ve Tiyatro Grubu üyelerine sanat yapma yasağı getirildi. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 tiyatrocu ve müzisyene 10’ar ay hapis cezası vermekle kalmadı, bu sanatçıların 5 yıl boyunca herhangi bir sosyal ve sanatsal etkinliğe katılmalarını da yasakladı.

Böylece sanat yapma olanaklarının altyapı imkânları daraltılarak kısıtlanmasından, oyunların yasaklanmasına kadar varan baskı örneklerine Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi absürdizmin sınırlarını zorlayarak bir yenisini daha ekledi.

TTB İstanbul Üyeleri Tarafından Organize Edilen İATG 2010 Başlıyor!

29/04/2010

2010'DA İSTANBUL AMATÖR TİYATRO GÜNLERİ (İATG) İLE TİYATRO BAHARINA MERHABA!

İATG ilk kez Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları (BÜO) tarafından 1985 yılında gerçekleştirildi. 1985–1987 yılları arasında BÜO tarafından düzenlenen bir üniversite şenliği olarak pek çok tiyatro topluluğunu bir araya getirmeye devam etti, 12 Eylül döneminin tiyatro sanatı üzerindeki baskısının aşılmasında ve ülke tiyatrosunun yeniden filizlenmesinde çok önemli bir işleve sahip oldu.

Sonrasında şenliği topluluklararası bir organizasyona evriltme zamanı geldiği, aksi takdirde sıradanlaşacağı ve alternatif olma özelliğini kaybedeceği yolundaki tartışmaların etkisiyle organizasyona bir süre için ara verildi.


Tiyatroya Engellemeler Türkiye’nin Ayıbı Olmaya Devam Ediyor

23/04/2010

Yılmaz Okumuş’un yazdığı Haldun Açıksözlü’nün sergilediği “Laz Marks” oyununa İdil ve Cizre’de salon tahsisi yapılmayarak engelleme yapıldığını öğrendik.

Tiyatro sanatına ülke çapında saldırı ve engellemeler sürüyor. Öyle ki, engellemeler yetmezmiş gibi, mahkemelerde sanat insanlarına sanat yapmama cezası dahi verilebiliyor.

Tiyatroya İkibinli yıllarda gerekçesi ne olursa olsun engelleme yapmak ülkemizin bir ayıbı olarak ortada duruyor.

Ülke yöneticileri!

Taşkışla Sahnesizzz!

12/04/2010

SAHNEMİZ YOKTU;
127 NUMARALI SALON İÇİN PROJE ÇİZDİK, DİLEKÇE VERDİK, TAKİP ETTİK, KONUŞTUK, TALEP ETTİK.

OLMADI!

DERDİMİZİ ANLATMAK İÇİN;
MASALARIN ÜSTÜNDE OYNADIK, PANKART AÇTIK, BİLDİRİ YAYINLADIK, TEKRAR KONUŞTUK, TEKRAR TALEP ETTİK.

OLMADI!

1. Antalya Çocuk ve Gençlik Festivali / 19-20-21 Mart 2010

26/03/2010

Türkiye Tiyatrolar Birliği’nin Ankara Buluşması’na katılan Antalya Bölge Tiyatrosu yönetmeni Hakan Güneri’yle çocuk tiyatrosu üzerine yaptığımız toplantıda bir araya geldik. Hakan Güneri’nin Antalya’da profesyonel olarak çocuk tiyatrosu yapan ve aynı zamanda büyüklere yönelik gösteriler de hazırlayan bir grubu bulunuyor. Güneri Ankara Buluşması'ndaki atmosferden etkilenerek Antalya'da da bir buluşma yapmayı düşündüğünü Türkiye Tiyatrolar Birliği'ne iletti.

Antalya’da Belediye’den tanıtım ve bir otelden konaklama desteği alan Güneri oradaki yöneticilerin de önerisiyle buluşmanın başlığını Ankara’dan Assitej ( Uluslar arası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) ile de görüşerek, “1. Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali” yapma kararı aldı. Buluşmanın içeriğinde çocuk ve büyüklere yönelik oyunlar, atölye çalışmaları ve iki toplantı vardı.



BAŞSAĞLIĞI MESAJI

22/03/2010

1991 yılından beri aylık tiyatro yayıncılığı alanında önemli bir boşluğu dolduran Tiyatro… Tiyatro… dergisi editörü Mustafa Demirkanlı’nın babasının vefat etmiş olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak kendisine ve tüm yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Türkiye Tiyatrolar Birliği

12 MART'TA "LAZ MARKS"LA DAYANIŞMAYA !

10/03/2010

Başbakan da dâhil devlet yetkilileri eleştiriye, yergi biçimini de alan eleştiriye alışmalıdır. Özellikle sıradan bir vatandaşın sahip olmadığı ayrıcalıklara sahip otoriteler karşısında, ne kadar sert olursa olsun eleştiri yapma hakkının kısıtlanması halkın söz söyleme hakkını da kısıtlamak anlamına gelecektir. "Laz Marks"ın içerdiği Başbakan yergisi gerekçe gösterilerek yargı konusu yapılmasına bu nedenle karşı çıkıyor ve 12 Mart'ta görülecek davada oyunun yaratıcıları tiyatrocu dostlarımızın yanında yer alacağımızı duyuruyoruz.


TTB'NİN AFYON ZİYARETİNİ MAGAZİNLEŞTİRME GİRİŞİMLERİNE KARŞI AÇIKLAMA

05/03/2010

Türkiye Tiyatrolar Birliği’nin Afyon’da belediye tiyatrosunda yaşanan olumsuz gelişmeleri üzerine bilgilenmek ve ne yapılabileceğini tartışmaya açmak üzere gerçekleştirdiği ziyaret, çeşitli tiyatro forum ya da site ortamlarında magazin ve dedikodu düzeyinde, hatta onun da gerisinde “yorumların” konusu olmuştur. Afyonkarahisar Belediye Şehir Tiyatrosu’nun (AKBŞT) nasıl yapılandırıldığı, evrimi içinde nasıl bir iç kargaşaya sürüklendiği ve TTB’nin gerçekleştirdiği ziyaretin / yapılan görüşmelerin içeriği göz önüne alınmadan, ciddiyetten ve bilgiden yoksun yaklaşımlar üretilmektedir.


TEMİZ TİYATRO TEMİZ YAYINCILIK KAMPANYASINA İLİŞKİN BİR AÇIKLAMA

01/02/2010

Geçtiğimiz yıl Temiz Tiyatro ve Temiz Yayıncılık konulu, tiyatro yayınlarında küfür ve hakaretin normalleştirilmesini kınayan bir kampanya düzenlenmiş ve Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak bu kampanyaya aktif destek vermiştik. Kısa bir süre önce, onlarca kurum ve topluluğun destek verdiği bu kampanyanın belgelendiği sitenin adresi kullanılarak kişisel tekzip yazılarının muhataplarına yollandığını öğrendik. Mustafa Demirkanlı ve Ertuğrul Timur gibi yıllarını tiyatro yayıncılığına vermiş insanların kollektif bağlayıcılığı olan bir kampanyayı kişisel amaçlarla kullanmasını anlamak ve onaylamak mümkün değildir. Bu tavırları nedeniyle, kampanya iradesinin bileşenlerine dönük bir özür borçları vardır.


AFYON'DA ORTAK BİR AKLA GEREKSİNİM VAR!

23/02/2010

Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak son günlerde tiyatro alanındaki çeşitli gelişmeleri kaygıyla izliyoruz. Hatırlanacağı gibi bu gelişmelerden birisi de geçtiğimiz aylarda Afyon'da yaşanmıştı. Türkiye Tiyatrola Birliği, yaşanan olaylardan sonra bir bildiri yayınlamış, belediye tiyatrosunda yaşanan bazı gelişmeler hakkında fikir sahibi olmak için bir heyet oluşturarak Afyon'u ziyaret edeceğini açıklamıştı. Ancak bu ziyaret o dönemde etkili olan kötü hava şartları nedeniyle gerçekleştirilememişti.

Ertelenen bu ziyaret 12 Şubat 2010 Salı günü gerçekleştirildi. Aralarında Nedim Saban, Ömer Faruk Kurhan, Mehmet Esatoğlu, Orçun Masatçı ve Gözde Güldiken'in de bulunduğu bir heyet, Afyonlu tiyatro sanatçılarıyla yapılan ön görüşmelerin ardından Afyon'a gitti ve Afyon Belediyesi yetkilileri, Afyon Belediyesi Şehir Tiyatrosu gönüllü çalışanları, belediye tiyatrosunda profesyonel olarak görev yaparken işten çıkarılan sanatçılar ve eski belediye başkanı ile görüşmeler yaptı. Ardından bu görüşmelerin sonuçları TTB içerisinde değerlendirildi ve ulaşılan sonuçların kamuoyu ile paylaşılmasına karar verildi.


"YALA AMA YUTMA"YA SAHNELERİMİZİ AÇALIM!

11/02/2010

Vakit gazetesinin faşizan bir ayrımcılık örneği sergileyerek "Yala Ama Yutma" oyununu hedef göstermesi ve açıkça sansür talep etmesiyle başlayan süreç, Beyoğlu Belediyesi'nin oyunun oynanacağı Kumbaracı 50 mekanını "çeşitli prosedür eksikliklerini" gerekçe göstererek iptal etmesi ile yeni bir boyut kazandı. Ardından oyunu hazırlayan ekip can güvenliği nedeniyle oyunun oynanacağı salon açılsa bile gösterime süresiz ara verdiğini açıkladı.

Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak, sahne sanatları alanında geniş bir katılımla yürütülmesi gereken haklar ve özgürlükler mücadelesi perspektifini canlı tutmanın gereğine inanıyoruz. Sahne sanatları alanında temel hakları ve özgürlükleri bile görmezden gelen baskıcı ve yasakçı tavrı kabul etmiyor ve oyunun gösterimlerinin gerçekleşmesi için, altyapı olanaklarımızı seferber etmeye ve dayanışma etkinlikleri düzenlemeye, bu şekilde "Yala Ama Yutma" oyununa desteğimizi sunmaya hazır olduğumuzu bildiriyoruz.


TİYATROMA DOKUNMA!
VAKİT GAZETESİNİN "YALA AMA YUTMA" ADLI OYUNA YÖNELİK PROVOKATİF HABERİ KABUL EDİLEMEZ

05/02/2010

Vakit Gazetesi'nin 2 Şubat tarihli sayısında, henüz oynanmaya başlanmamış bir oyunun, Özen Yula'nın "Yala Ama Yutma" adlı oyununun sadece program dergisinde yer alan bir kaç satırlık bir açıklamadan yola çıkılarak belli bir kesimin inançlarına hakaret eden bir oyunmuş gibi sunulmasını kesinlikle art niyetli buluyor ve Türkiye'de kendisinden farklı olana tahammül edemeyen anti-demokratik, faşizan zihniyetin farklı bir tezahüründen ibaret olduğunu düşünüyoruz. Bu haberde adı "sanat eleştirmeni" ya da "tiyatrocu" olarak geçen, ama bir sanat yapıtının izlenmeden eleştirilemeyeceğini dahi bilmeyen kişilere de, yaptıkları değerlendirmelerin yaratacağı sonuçlardan sorumlu olduklarını ve doğabilecek istenmeyen girişimlerden mesul tutulacaklarını hatırlatıyoruz. Vakit Gazetesi'nin faşizan tavrına maruz kalan ekiple her türlü dayanışma ilişkisine açık ve ilk oyundan itibaren onlarla birlikte olmaya hazır olduğumuzu bildiriyoruz. Ve tiyatro faaliyetlerine dönük her türlü baskıcı, yasakçı, faşizan girişime "Tiyatroma Dokunma!" diyoruz.



Türkiye Tiyatrolar Birliği

TİYATROMA DOKUNMA!

25/01/2010

Geride bıraktığımız yıl Türkiye tiyatroları için oldukça zorluydu. Sahnelerde ifade özgürlüğü ve tiyatro yapma hakkı sık sık yetkililer tarafından gasp edildi. Bazı oyunlar "milli örf ve adetlerimize" uygun bulunmayarak, bazıları da politikacıları eleştirdiği için “hakaret” suçlamasıyla engellemelerle karşılaştı, mahkemelere düştü. Kürtçe oyunlar sergileyen topluluklar hakkında keyfi soruşturmalar açıldı. Belediyeler, üniversite ve lise idarecileri, kültür ve sanat kurumu yöneticileri pek çok durumda adaletsiz ve yasaklamacı uygulamalar yaptılar, altyapı olanaklarının kullanımının tabanda adil bir biçimde yaygınlaştırılmasına engel oldular. Güvenlik güçleri hiçbir suç unsuru içermemesine rağmen sokakları bazılarımızın faaliyetlerine kapatmayı tercih ettiler.

TİYATROCULARIN AFYON ZİYARETİ HAVA MUHALEFETİ NEDENİYLE ERTELENDİ
(24 Ocak 2010)

Tüm yurdu etkisi altına alan kara kış şehirler arası yolları da olumsuz biçimde etkilendiğinden daha önce 25 Ocak'ta gerçekleşeceği açıklanan Afyon ziyareti ileriki bir tarihe ertlenmiştir. Ziyaret tarihi kesinleştiğinde kamuoyu bilgilendirilecektir.

Türkiye Tiyatrolar Birliği

TİYATROCULAR AFYON'DA
(22 Ocak 2009)

Geçtiğimiz günlerde Afyon ve Sincan belediyeleri bünyesinde çalışan tiyatrocuların yaşadığı sorunlara dair bir bildiri yayınlamış ve bu belediyelerin başkanlarından konuyu etraflıca konuşmak için randevu talep edeceğimizi belirtmiştik. Bu konudaki ilk somut gelişme Afyon’dan geldi. 25 Ocak pazartesi günü, aralarında Nedim Saban, Turgay Tanülkü, Orçun Masatçı, Gözde Güldiken, Zafer Gecegörür ve Mehmet Eastoğlu’nun da bulunacağı Türkiye Tiyatrolar Birliği üyesi gruplardan bazı temsilciler, Afyon belediyesinden yetkililer ve ildeki tiyatrocularla görüşmeler yapacaklar. Ziyaretin ardından kamuoyunu yaşanan gelişmelerle ilgili bilgilendireceğiz.

Türkiye Tiyatrolar Birliği

BELEDİYE TİYATROLARININ KADERİ BAŞKANLARIN İKİ DUDAĞININ ARASINDA OLMAMALI

18/02/2010

Seçim zamanı seçmenine kültür-sanat vaat eden kimi belediye başkanları seçilme heyecanıyla açtıkları tiyatrolarının kapılarına kilit vuruyorlar. Çalışanlarını kapı önüne koyuyorlar. Bunların son örnekleri Sincan ve Afyon oldu. Ülkesi, kenti, ilçesi için sanat üretmek üzere kolları sıvayan, her türlü zorluğu göğüsleyen sanat insanlarının özverisiyle var olan bu tiyatrolar belki yüz binlerce kişiyle buluştular. Merkezden başlayıp en ücra yerleşim birimlerine dek koşup durdular. Pek çok yerde yegâne tiyatro faaliyetini gerçekleştirerek önemli bir eksikliğin kapatılmasına hizmet ettiler.

KAMUSAL ALANDA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE SEÇİLMİŞ BELEDİYENİN HESAP VERMESİ DEMOKRASİNİN GEREĞİDİR

Bilindiği gibi bir süredir İBŞB Başkanı Kadir Topbaş ile bazı tiyatro insanları arasında Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin yıkılarak yeniden inşa edilmesi meselesi üzerine bir tartışma yaşanmakta. Gerçekte -hatırlanacağı üzere- bu tartışma eski bina için yıkım kararı alındığı dönemde başlamıştı. Belediye kendi projesini yeterince şeffaf bir biçimde tiyatro kamuoyuyla paylaşmayı tercih etmemiş, adeta “erk bende, ister yıkarım ister yaparım” şeklinde özetlenecek bir tavır sergilemeyi uygun bulmuştu.

SOKAKLAR BAZILARINA NEDEN KAPALI?

06/01/2010

5 Ocak 2010 günü İzmir Yenikapı Tiyatrosu oyuncuları Özlem Gülmez ve Şahin Adıgüzel İzmir sokaklarında grubun yeni oyunu "Postacı"nın afişlerini astıkları için keyfi bir şekilde gözaltına alındılar. Bu, grubun ilk kez karşılaştığı bir durum değil. Pek çok ticari ilanın asılı olduğu anonimleşmiş sokak köşelerine afiş asmak adeta sadece onlara yasaklanmış durumda.

Polis bu arkadaşlarımızı “çevre ve görüntü kirliliğine yol açmak”la suçlamakta. Yasalara göre bu tür durumlarda polisin 140 ila 5000 TL arasında ceza kesme hakkı bulunmakta. Ama her ne hikmetse bu gerekçe Yenikapı’nın asmaya çalıştığı tiyatro afişlerinin altında halihazırda asılı duran ticari afişler için geçerli olmuyor. Üstelik belirli bir süre psikolojik baskı altında tutulan grup üyeleri ardından serbest bırakıldılar ve haklarında hiçbir kanuni işlem yapılmadı –buna sevinemiyoruz çünkü sonuçta polis onları keyfi ve gayrı resmi biçimde zaten cezalandırmış oldu; üstelik bu haliyle hiçbir yasal sorumluluk altına girmeden.