TÜRKİYE TİYATROLAR BİRLİĞİ YÜRÜTME KURULU TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ - 10 OCAK 2011/ANTALYA

4 Aralık 2010'da 15.Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali'nde Türkiye Tiyatrolar Birliği Genel Kurul'u gerçekleşti. Bu genel kurulda alınan kararlar doğrultusunda bir yürütme kurulu belirlenmiş ve yürütme kurulunun Ocak ayında Antalya'da  toplanılması için karar alınmıştı. İşte alınan bu karardan dolayı 10 Ocak 2011 tarihinde  Antalya Falcon Otel'de Antalya Bölge Tiyatrosu'nun organizesi ile Yürütme Kurulu toplandı.

Bu toplantıda her birinden 2-3 tiyatro topluluğunun sorumlu olduğu;
Üniversite, Eğitim, Örgütlenme, Festival ve Buluşma, Sanatçı-Seyirci, Mali İşler, Yayın ve İletişim başlıkları altında komisyonlar oluşturuldu ve yapılabilecek ilk çalışmalar belirlendi.

Festival ve Buluşmalar başlığı altında yapılan görüşmeler sonucu Türkiye Tiyatrolar Birliği'nin hayata geçireceği;
27 Mart - 10 Nisan tarihleri  arasında 17. Bartın Tiyatro Festivali
Nisan 2011 veya Mayıs 2011 tarihinde 2. Antalya Tiyatro Festivali
Temmuz 2011 veya Ağustos 2011 tarihinde 5. Türkiye Tiyatrolar Buluşması'nın ön çalışmaları ve yapılabilecek benzeri çalışmalar belirlendi.

Ayrıca Kasım ayında TAKSAV tarafından gerçekleştireceği 16. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali'ni her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye Tiyatrolar Birliği sahipleneceği ve destekleyeceği karalaştırıldı.

Bütçe konusunda üye tiyatro topluluklarının aylık katkıları ve miktarları belirlendi. Ayrıca yapılabilecekler konusunda öneriler değerlendirildi.

Türkiye Tiyatrolar Birliği tüm bu festival ve buluşmalar dışında gerek bölgesel gerekse genel ortak projeler üretmesi konusunda çalışmalar yapılması kararlaştırıldı.

Bir sonraki Türkiye Tiyatrolar Birliği Yürütme Kurulu toplantısının Nisan ayında 17. Bartın Tiyatro Festivali kapsamında Bartın'da yapılmasına karar verildi.

Ek gündem olarak da Ne yazık ki şu kısa süreçte sanat alanında gerçekleşen olumsuzluklar üzerine bazı kararlar alınmış ve bildirgeye konulmasına karar verilmiştir.

Tiyatrolara saldıran ve buna kayıtsız kalanları kınıyoruz...

Daha önce heykele tükürme konusunda deneyimli  bu seferde Kars'daki Mehmet Aksoy heykeline "nedir bu ucube" diye bağırma densizliğine giren sanat ve sanatçı karşıtı zihniyeti kınıyoruz...

Bursa Tayyare Kültür Merkezi'ni tiyatro topluluğuna, oyuna hatta oyunun yazarına göre keyfi olarak tahsis eden ayrımcı zihniyeti kınıyoruz...

'Öyle Bir Geçer Zaman ki' ve 'Muhteşem Yüzyıl' dizilerinin setlerini basmaya yada protesto etmeye kalkan gerici-ırkçı zihniyeti kınıyoruz...

Yine çevre ve tarihi doku noktasında; Allionai'daki Su Perisi'nin sular altında kalmasına onay veren ve Bartın/Amasra bölgesine Termik Santral yapmaya kalkışan aynı doğa ve tarihi doku düşmanı zihniyeti kınıyoruz...

Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak tüm bu kınamaların hem takipçisi hem de her alanda direnişçisi olacağımızı da bildiririz.

Türkiye Tiyatrolar Birliği
Yürütme Kurulu

Tiyatro Emekçilerine Saldırı

Bornova Belediyesi Şehir Tiyatro’su emekçileri, 2 ocak pazar günü tiyatro binasının içinde sopalı ve bıçaklı bir saldırıya uğradılar…  Biri ağır yaralı olmak üzere, bir çok tiyatro emekçisi, yaralandı, ve tamamı da eminiz çok üzülmüştür. İzmir halkına yürekleriyle sanat ulaştıran bu arkadaşlara yapılan bu saldırı genel olarak sanata yapılan bir saldırı olarak algılanmalıdır. Organize olmuş sokak çetelerinin tiyatro emekçilerine yaptığı saldırıyı ayrıca polisin saldıranları kayıran yanlı tutumunu kınıyor bu olayın takipçisi ve tiyatro emekçilerinden yana tarafı olduğumuzu belirmek istiyoruz. Yaşasın sanat, yaşasın tiyatro!

Türkiye Tiyatrolar Birliği

EYLEME DESTEK

TÜRKİYE TİYATROLAR BİRLİĞİ’NDEN EYLEME DESTEK

Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak; SENDER (Senaryo Yazarları Derneği) ve SİNE-SEN (Sinema Emekçileri Sendikası) güç birliği ile düzenlenen 24 Aralık eylemine destek veriyoruz.

Sinema ve Televizyon alanında birer köle gibi çalıştırılan meslektaşlarımızın; tüm ekonomik ve demokratik haklarının birlikte haykırılması adına başlatılan mücadele sürecinin, bundan böyle de aktif katılımcısı olacağımızın bilinmesini isteriz.

 Türkiye Tiyatrolar Birliği

HAYDARPAŞA HEPİMİZİNDİR, TÜM İNSANLIĞIN…

İnsanlığın gözleri önünde, kültürel mirasımız Haydarpaşa’nın yangına kurban verilmesinin altındaki pis ve kirli hesaplar, gün geçtikçe ortaya çıkmaktadır.

Haydarpaşa’nın da içinde bulunduğu alanın, Uluslar arası sermaye gruplarına ‘güzellenmesi’ istemleri bazı yandaş yazarlar tarafından dile getirilmeye, TV ekranlarından niyetler ifade edilmeye başlandı.

Tüm tarihsel geçmişi ve yaşanmışlığı ile Haydarpaşa bizimdir ve tüm insanlığındır.

Bu miras için yazılan her şarkı; söylenen her türkü, dillenen her destan, çekilen her film-fotoğraf karesi, yapılan her resim, yaşanan her aşk, ayrılık, keder, hasret, acı ve gurbetlik te hepimizindir.

Yangının sorumluları daha da gecikmeden gün yüzüne çıkartılmalı ve yargıya teslim edilmelidir.

 Türkiye Tiyatroları Birliği olarak; 2010 Avrupa Kültür Başkenti projeleri ile övünen İstanbul kentinin yöneticilerini ve hükümeti acilen göreve davet ediyoruz. Ajans’ın arta kalan tüm fonu bu kültürel mirasımızın yeniden onarımına aktarılmalı ve Haydarpaşa’nın alnındaki kara leke olan yangının tüm izleri bir an önce yok edilmeli ve o şenlikli görevine kaldığı yerden dkaldığı yerden devam etmelidir.

Türkiye Tiyatrolar Birliği Yürütme Kurulu

Polis Üniversitelerimizden ve Öğrenci gençliğin üzerinden ellerini çekmelidir!

Uzunca zamandır Üniversitelerimizde yaşanan polis şiddetinin, 4 Aralık Cumartesi günü Başbakan Erdoğan'ın yaptığı Dolmabahçe toplantısı sırasında yaşananlarla, insanlık dışı bir saldırıya dönüştüğünü gözlüyoruz.

İnsanlarımızın canını-malını ve tüm güvenliğini korumakla görevli kolluk kuvvetleri, genç kardeşlerimize karşı düşmanca davranmış; kameraların önünde adeta meydan okumuş ve sakat bırakma pahasına, cop-gaz gibi saldırı gereçlerini en acımasız biçimiyle bir 'silah' gibi kullanmıştır.

'Hamile' olduğunu söyleyen bir insanın defalarca karnının tekmelenmesi ve bebeğinin ölümüne yol açılması ise, büyük bir insanlık suçudur.

Her yurttaşımız gibi Üniversiteli gençliğinin de demokratik haklarını kullanmak istemelerinin bu tür yöntemlerle bastırılmaları-darp edilmeleri-gasp edilmeleri, polisin izlediği faşizan tavrın son örneğidir diye düşünüyoruz.

Bu anlamda, önümüzdeki süreçte Üniversitelerde yapılacak olan demokratik eylemlere takınılacak tavrın ne olacağının ipuçlarını da görmüş bulunuyoruz!

4 Aralık Cumartesi günü yaşanan olaylarda sorumlu olan kişiler, ( Emniyet amirleri-Polisler ve emir yağdıran yetkililer) mutlak yargı önüne çıkarılmalı ve bu isimlerin kim oldukları kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak, Polis şiddetinin son bulmasını ve polisin Üniversitelerimizden ve gençliğimizin üstünden ellerini çekmesini talep ediyoruz.
Türkiye Tiyatroları Birliği Yürütme Kurulu

TÜRKİYE TİYATROLAR BİRLİĞİ GENEL KURUL SONUÇ BİLDİRGESİ

Daha önceden de duyurulduğu gibi 4 Aralık 2010’da 15.Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nde Festival Organizasyonu Sorumlusu TAKSAV’ın salonunda önce Türkiye Tiyatrolar Birliği tanıtımı toplantısı sonra Genel Kurulu gerçekleşti.

Genel Kurulda yapılan çeşitli öneriler ve yeni katılımlar sonucu aşağıdaki ilke ve yapılanmalara karar verildi.

· Türkiye Tiyatrolar Birliği kurulduğu tarihten günümüze kadar olduğu gibi üyeler ve diğer oluşumlar ile iyi niyet, sağduyu ve güven üzerine hareket edecektir. İletişim biçimi olarak yüz yüze iletişimi önemser.

· Kuruluş ilkelerinde belirtildiği gibi eylem birliği temel olarak alınacaktır.

· Tiyatro Sanatına emek vermiş topluluk ve kişilere sahip çıkma ve onları desteklemenin de temel ilkeler olması gerektiği belirlenmiştir. Bu anlamda çalıştığı resmi kurumdan istifa etmek zorunda kalmış bir tiyatro üyemize destek çalışması da başlamış ve devam edecektir.

· Kuruluşundan beri var olan Birlik içerisindeki tiyatroların üretim sürecinde de birbirlerine destek olmasının önemsenmesi karalaştırılmıştır.

· Türkiye Tiyatrolar Birliği diğer tüm oluşumlarla barışçıl ve dayanışmacı bir ilişki biçimini benimser.

· HES, Termik Santral, Nükleer Santral, Haydarpaşa vb. tüm yıkımların karşısında duran çevre hareketlerinin destekçisidir.

· Sanat Emekçileri ve Seyirciler bireysel olarak da komiteler oluşturularak birliğe katılabilir ve dayanışmada bulunabilir.

· Her türlü sansür, oto-sansüre ve başkaca yasaklamalara karşıdır.

· Kadın ve eşcinsel ayrımcılığına, her dilde tiyatro yapma özgürlüğünün kısıtlanmasına ve tüm ırkçı tutumlara kuruluşundan beri karşıdır.

· Emek Örgütleri ile sınıfsal mücadele anlamında dayanışmacı ve paylaşımcı bir çalışma da yürütür.

· Yerelden bölgeye, oradan ulusala evirilen örgütlenme biçimi devam edecek ve refleksif durumlarda yetkilendirilmiş bir dönem sözcüsü ile yürütme kurulu biçiminde aşağıdan yukarı doğru bir yapılanma genel kurulda kabul edilmiştir.

· Yürütme Kurulu ve/veya diğer üyelerden de oluşacak komiteler şunlardır; 1- Üniversite, 2- Eğitim/Destek, 3- Yayın-İletişim, 4- Sanatçı-Seyirci, 5- Örgütlenme, 6- Festival-Tanıtım

· Aşağıdaki Tiyatro Toplulukları 4.Türkiye Tiyatrolar Buluşması ve bu gün yapılan bilgilendirme söyleşisi sonucu Türkiye Tiyatrolar Birliğine katıldıklarını deklere etmişler ve Türkiye Tiyatrolar Birliği’ne güç katmışlardır.

Türkiye Tiyatrolar Birliği’ne katılan topluluklar:
- Ankara Şehir Tiyatrosu
- Samsun Sanat Tiyatrosu
- Öteki Tiyatro (Ankara)
- Afyonkarahisar Belediye Şehir Tiyatrosu
- İstanbul&Sakarya Katibim Karagöz Evi
- Çeşme Yüksekokulu Tiyatrosu (İzmir)
- Çeşme Belediye Tiyatrosu (İzmir)
- Halkın Takımı Tiyatrosu (Ankara)
- Muhalif Sahne (Ankara)

Genel Kurul’da yapılan öneriler ve oylamalar sonucu Türkiye Tiyatrolar Birliği yapılanması aşağıdaki gibi olacaktır.

Dönem Sözcüsü : Orçun Masatçı
Yürütme Kurulu :
Turgay Tanülkü, Orhan Aydın, Yaşar Gündem, Zafer Gecegörür, M.Nurkut İlhan, Mehmet Esatoğlu,
Hakan Güneri, Evin Doğan, Aydan Bol, Taylan Ağsakal, Kımız Bozkır

Genel Kurul, Yürütme Kurul’nun en az iki ayda bir toplanmasına ve ilk toplantının Ocak ayında Antalya’da yapılmasına karar vererek sona ermiştir.

Orçun Masatçı
Türkiye Tiyatrolar Birliği Dönem Sözcüsü

BEKLAN HOCAYI KAYBETTİK. BAŞIMIZ SAĞOLSUN.
28/09/2010

Şairin dediği gibi her ölüm erken ölümdür. Bir süredir boğuştuğu hastalıklara rağmen yeni projeler üretmekten ve bunu gençlerle paylaşmaktan asla vazgeçmeyen Beklan Algan maalesef artık aramızda değil. Onun kaybıyla beraber Türkiye tiyatrosu en deneyselci uygulamacılarından ve en yaratıcı zihinlerinden birisini kaybetmiş oldu. Tiyatronun her daim yeniden tanımlanabileceğine, yeni açılımlar sağlayabileceğine ve toplumun en yaratıcı lokomotiflerinden birisi olabileceğine olan inancını asla kaybetmeden neredeyse yarım asır boyunca yazmaya, yönetmeye, üretmeye ve hepsinden önemlisi eğitmeye devam eden hocamıza rahmet, değerli ailesine ve tüm tiyatro camiasına başsağlığı diliyoruz. Işığı bol olsun.



Türkiye Tiyatrolar Birliği

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YÖNETİMİ’NİN ÖĞRENCİLERİN ORTAK SANAT ALANINI KAPATMA GİRİŞİMİNİ KINIYORUZ. ÖKM KAPATILAMAZ.

Türkiye; referandum telaşına Brecht’in “Evet Diyen. Hayır Diyen.” oyunu kıvamında bir kutuplaşmaya gidedursun, üniversite idareleri kulüp faaliyetlerine, “Hayır” diyerek, ket vurma çabasından vazgeçmemekte ve antidemokratik tutumun ürünü olan eylemlilikler sergilemektedir. Üniversite idarelerinin engellemelerinden özellikle sponsorsuz yürütülmeye çalışılan sanatsal faaliyetler de nasiplerini almaktadır.

1 MAYIS'TA ALANLARA!
(30 Nisan 2010)

1 Mayıs 2010’da, 32 yıl aradan sonra emeğin bayramı İstanbul Taksim Meydanı’nda kutlanıyor.

Kanlı bir provokasyonun eseri 1 Mayıs 1977 katliamı, hâlâ aydınlatılmayı bekliyor.

12 Eylül darbesinin resmileştirdiği emek düşmanlığına karşı verilen mücadele, 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kabul edilmesini ve emekçilerden çalınmış Taksim Meydanı’nın açılmasın sağladı. Bu kazanımlar tüm ülkeye kutlu olsun, kazanımlarımızı arttırmaya inatla devam diyoruz.

Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak Türkiye’nin neresinde olursak olalım alanlarda emeğin saflarındayız. Aramızda dolaşıma soktuğumuz mesajı buradan da yinelemek istiyoruz:

TÜRKİYE TİYATROLARI BİRLİĞİ 1 MAYISTA,
İŞÇİLERİN EMEKÇİLERİN, ÜLKEDE VE DÜNYADA SAVAŞA KARŞI BARIŞIN SAFLARINDA,
İNSANA VE DOĞAYA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN VE DÜŞMANLIĞIN KARŞISINDA OLACAK!


TÜM SANAT EMEKÇİLERİ 1 MAYIS’TA ALANLARA!

YAŞASIN 1 MAYIS!

YAŞASIN TİYATRO!

Türkiye Tiyatrolar Birliği

5 YIL BOYUNCA SANAT YAPMA YASAĞI GETİRİLEN SANATÇILARIN YANINDAYIZ

30/04/2010

9 Nisan 2010 tarihinde, Batman Kültür Sanat Festivali, Newroz kutlaması ve çeşitli basın açıklamalarında “def çalıp insanları coşturdukları” gerekçesiyle Bahar Kültür Merkezi, Müzik ve Tiyatro Grubu üyelerine sanat yapma yasağı getirildi. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 tiyatrocu ve müzisyene 10’ar ay hapis cezası vermekle kalmadı, bu sanatçıların 5 yıl boyunca herhangi bir sosyal ve sanatsal etkinliğe katılmalarını da yasakladı.

Böylece sanat yapma olanaklarının altyapı imkânları daraltılarak kısıtlanmasından, oyunların yasaklanmasına kadar varan baskı örneklerine Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi absürdizmin sınırlarını zorlayarak bir yenisini daha ekledi.

TTB İstanbul Üyeleri Tarafından Organize Edilen İATG 2010 Başlıyor!

29/04/2010

2010'DA İSTANBUL AMATÖR TİYATRO GÜNLERİ (İATG) İLE TİYATRO BAHARINA MERHABA!

İATG ilk kez Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları (BÜO) tarafından 1985 yılında gerçekleştirildi. 1985–1987 yılları arasında BÜO tarafından düzenlenen bir üniversite şenliği olarak pek çok tiyatro topluluğunu bir araya getirmeye devam etti, 12 Eylül döneminin tiyatro sanatı üzerindeki baskısının aşılmasında ve ülke tiyatrosunun yeniden filizlenmesinde çok önemli bir işleve sahip oldu.

Sonrasında şenliği topluluklararası bir organizasyona evriltme zamanı geldiği, aksi takdirde sıradanlaşacağı ve alternatif olma özelliğini kaybedeceği yolundaki tartışmaların etkisiyle organizasyona bir süre için ara verildi.


Tiyatroya Engellemeler Türkiye’nin Ayıbı Olmaya Devam Ediyor

23/04/2010

Yılmaz Okumuş’un yazdığı Haldun Açıksözlü’nün sergilediği “Laz Marks” oyununa İdil ve Cizre’de salon tahsisi yapılmayarak engelleme yapıldığını öğrendik.

Tiyatro sanatına ülke çapında saldırı ve engellemeler sürüyor. Öyle ki, engellemeler yetmezmiş gibi, mahkemelerde sanat insanlarına sanat yapmama cezası dahi verilebiliyor.

Tiyatroya İkibinli yıllarda gerekçesi ne olursa olsun engelleme yapmak ülkemizin bir ayıbı olarak ortada duruyor.

Ülke yöneticileri!