SAHNESİZ TAŞKIŞLA’NIN TAŞKIŞLA SAHNESİ !
(29 Ekim 2009)

İTÜ Mimarlık Fakültesinde, ismini, çalışmalarını sürdürdüğü kampüs olan Taşkışla’dan alan bir tiyatro topluluğu var: Taşkışla Sahnesi. Her geçen sene kadrosuna yeni İTÜ öğrencilerinin de katılımıyla giderek büyüyen, ülkenin çeşitli şehirlerine, okullarına, semtlerine oyunlarıyla birlikte İTÜ’nün de adını taşıyan bir topluluk. Ve bu topluluğun, yani bizim, kendi okulumuzda oyunumuzu sahneleyebileceğimiz, prova yapabileceğimiz bir sahnemiz maalesef yok!

Bizler, içimizdeki tiyatro aşkıyla maruz kaldığımız ilgisizliğe, yok sayılmaya ve hatta tüm engellemelere karşı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnatla, sabırla ve susmadan! Çünkü biliyoruz ki, üniversite mezunu olmak, yalnızca bir unvan sahibi olmak demek değildir.

Mimar, tasarımcı, plancı, mühendis, ne olursak olalım, edindiğimiz mesleki bilgi ancak yaratıcılıkla beslenip ürünlere dönüştüğü sürece anlamlıdır. Çünkü yaratacağımız değerlerin, doğrudan yaşamı etkileyeceğini biliyoruz ve biz nitelikli bir hayat yaşamak istiyoruz. Bir mimarın eseri toplumsal yaşam içindeki yerini aldığında, bu eserin etkisi ve estetik gücü, onun içinde yaşayan insanlar, o esere bakan insanlar olduğu sürece bitmez, devam eder… İşte bu nedenle, böyle eserler yaratmak için bu mesleği yapacak insanların kendini çeşitli yaratıcı faaliyetlerle beslemesi ve kendi entelektüel donanımını geliştirmesi gerekir. Bu bizim için bir sorumluluktur. Öğrenciler bunun bilincinde oldukları için okul yaşamları boyunca çeşitli kulüpler aracılığıyla ortak yaratıcı faaliyetlere girişirler ve okul da öğrencisine bu etkinlikler için gerekli imkânları sağlamakla yükümlüdür.

Bu noktadan okulumuza bakınca gördüklerimiz bizi çok rahatsız ediyor. Meselâ;

- Okulumuzun dizi çekimlerinde set, moda günlerinde podyum olarak kullanılmasından rahatsızız!
- Okulumuzun öğrenci etkinlikleri yerine, banka eğitimlerine ve şirket kokteyllerine açılmasından rahatsızız!
- Okulumuzu parayı verenin düdüğü çaldığı bir ticarethane olarak görmekten rahatsızız!
- Okulumuzda öğretim görevlileri ve öğrenciler arasındaki iletişim kopukluğundan, öğrencilerin yaşadıkları sorunları dinleyecek ve çözüm üretecek birilerini bulamamaktan, verilen sözlerin yerine getirilmemesinden, alınan kararlarda öğrencilerin söz hakkı olmamasından rahatsızız!
- Okulumuzda öğrencilerin kültür-sanat faaliyetleri için kullanımına ayrılan bir yer bulunmamasından rahatsızız!

Kurulduğumuz günden beri, tam 4 yıldır, bir sahnemiz olsun diye göstermediğimiz çaba, vermediğimiz dilekçe, konuşmadığımız öğretim üyesi neredeyse kalmadı. Sonuçta ne mi oldu? Ne yazık ki, hiçbir şey. 4 senedir okulun bodrum katında, uçsuz bucaksız koridorlarından birinde zor şartlar altında uğraşıp duruyoruz. Düşünün; nefesinizi açıyorsunuz ama milyonlarca toz yutarak, jest ve mimiklerimizi görmeye çalışıyorsunuz ama 7 metre yüksekteki zayıf bir ampulün yardımıyla, bir replik söylüyorsunuz ve size yanıt 5 saniye sonra duvardan geliyor. Bitmedi! Dekor hazırlıyorsunuz; okulunuzun size bahşettiği 3m²’lik odaya sığdırın sığdırabilirseniz! Bir gün prova için gelip de koridorunuzda dizi çekimi yapıldığını gördüğünüzde çalışın, çalışabilirseniz!

Bu zamana kadar oyun sahneleme zamanı geldiğinde, panel etkinlikleri için tasarlanan ve yalnızca bir halojen lambayla aydınlanan 127 numaralı salonda oyunlarımızı oynamaya çalışıyorduk. 2 metre derinliğinde bir platformu bulunan bu salona 3 senelik yoğun ısrarımız sonucu ek bir platform takılmış ve oyunumuzu bu şekilde sahneleyebilmiştik. Ancak 2 Kasım’da yapılacak gösterim öncesi, platformun tekrar takılması talebiyle oyuna 1 ay kala dilekçe vermemize ve takılacağını teyit ettirmemize rağmen, platform takılmadı.
Bizler, aylarca yoğun emek göstererek hazırlandığımız oyunumuzun kaderinin bir platforma bağlı olmasından usandık!

Artık panel salonları üzerine pazarlık yapmak değil, öğrenci etkinlikleri için tasarlanan ve öğrencilere ait bir sahne istiyoruz!

İşte bu nedenle “Dikkat! Anarşist Düşebilir” adlı oyunumuzu 2 Kasım Pazartesi günü saat 18:30’da 127 numaralı salonun önünde, sıraların üzerinde oynamaya çalışacağız. Sizi Taşkışla Sahnesi ile dayanışmaya ve sesimize güç katmaya çağırıyoruz…