25/01/2010
Geride bıraktığımız yıl Türkiye tiyatroları için oldukça zorluydu. Sahnelerde ifade özgürlüğü ve tiyatro yapma hakkı sık sık yetkililer tarafından gasp edildi. Bazı oyunlar "milli örf ve adetlerimize" uygun bulunmayarak, bazıları da politikacıları eleştirdiği için “hakaret” suçlamasıyla engellemelerle karşılaştı, mahkemelere düştü. Kürtçe oyunlar sergileyen topluluklar hakkında keyfi soruşturmalar açıldı. Belediyeler, üniversite ve lise idarecileri, kültür ve sanat kurumu yöneticileri pek çok durumda adaletsiz ve yasaklamacı uygulamalar yaptılar, altyapı olanaklarının kullanımının tabanda adil bir biçimde yaygınlaştırılmasına engel oldular. Güvenlik güçleri hiçbir suç unsuru içermemesine rağmen sokakları bazılarımızın faaliyetlerine kapatmayı tercih ettiler.
Geride bıraktığımız yıl Türkiye tiyatroları için oldukça zorluydu. Sahnelerde ifade özgürlüğü ve tiyatro yapma hakkı sık sık yetkililer tarafından gasp edildi. Bazı oyunlar "milli örf ve adetlerimize" uygun bulunmayarak, bazıları da politikacıları eleştirdiği için “hakaret” suçlamasıyla engellemelerle karşılaştı, mahkemelere düştü. Kürtçe oyunlar sergileyen topluluklar hakkında keyfi soruşturmalar açıldı. Belediyeler, üniversite ve lise idarecileri, kültür ve sanat kurumu yöneticileri pek çok durumda adaletsiz ve yasaklamacı uygulamalar yaptılar, altyapı olanaklarının kullanımının tabanda adil bir biçimde yaygınlaştırılmasına engel oldular. Güvenlik güçleri hiçbir suç unsuru içermemesine rağmen sokakları bazılarımızın faaliyetlerine kapatmayı tercih ettiler.