TİYATROMA DOKUNMA!

25/01/2010

Geride bıraktığımız yıl Türkiye tiyatroları için oldukça zorluydu. Sahnelerde ifade özgürlüğü ve tiyatro yapma hakkı sık sık yetkililer tarafından gasp edildi. Bazı oyunlar "milli örf ve adetlerimize" uygun bulunmayarak, bazıları da politikacıları eleştirdiği için “hakaret” suçlamasıyla engellemelerle karşılaştı, mahkemelere düştü. Kürtçe oyunlar sergileyen topluluklar hakkında keyfi soruşturmalar açıldı. Belediyeler, üniversite ve lise idarecileri, kültür ve sanat kurumu yöneticileri pek çok durumda adaletsiz ve yasaklamacı uygulamalar yaptılar, altyapı olanaklarının kullanımının tabanda adil bir biçimde yaygınlaştırılmasına engel oldular. Güvenlik güçleri hiçbir suç unsuru içermemesine rağmen sokakları bazılarımızın faaliyetlerine kapatmayı tercih ettiler.

TİYATROCULARIN AFYON ZİYARETİ HAVA MUHALEFETİ NEDENİYLE ERTELENDİ
(24 Ocak 2010)

Tüm yurdu etkisi altına alan kara kış şehirler arası yolları da olumsuz biçimde etkilendiğinden daha önce 25 Ocak'ta gerçekleşeceği açıklanan Afyon ziyareti ileriki bir tarihe ertlenmiştir. Ziyaret tarihi kesinleştiğinde kamuoyu bilgilendirilecektir.

Türkiye Tiyatrolar Birliği

TİYATROCULAR AFYON'DA
(22 Ocak 2009)

Geçtiğimiz günlerde Afyon ve Sincan belediyeleri bünyesinde çalışan tiyatrocuların yaşadığı sorunlara dair bir bildiri yayınlamış ve bu belediyelerin başkanlarından konuyu etraflıca konuşmak için randevu talep edeceğimizi belirtmiştik. Bu konudaki ilk somut gelişme Afyon’dan geldi. 25 Ocak pazartesi günü, aralarında Nedim Saban, Turgay Tanülkü, Orçun Masatçı, Gözde Güldiken, Zafer Gecegörür ve Mehmet Eastoğlu’nun da bulunacağı Türkiye Tiyatrolar Birliği üyesi gruplardan bazı temsilciler, Afyon belediyesinden yetkililer ve ildeki tiyatrocularla görüşmeler yapacaklar. Ziyaretin ardından kamuoyunu yaşanan gelişmelerle ilgili bilgilendireceğiz.

Türkiye Tiyatrolar Birliği

BELEDİYE TİYATROLARININ KADERİ BAŞKANLARIN İKİ DUDAĞININ ARASINDA OLMAMALI

18/02/2010

Seçim zamanı seçmenine kültür-sanat vaat eden kimi belediye başkanları seçilme heyecanıyla açtıkları tiyatrolarının kapılarına kilit vuruyorlar. Çalışanlarını kapı önüne koyuyorlar. Bunların son örnekleri Sincan ve Afyon oldu. Ülkesi, kenti, ilçesi için sanat üretmek üzere kolları sıvayan, her türlü zorluğu göğüsleyen sanat insanlarının özverisiyle var olan bu tiyatrolar belki yüz binlerce kişiyle buluştular. Merkezden başlayıp en ücra yerleşim birimlerine dek koşup durdular. Pek çok yerde yegâne tiyatro faaliyetini gerçekleştirerek önemli bir eksikliğin kapatılmasına hizmet ettiler.

KAMUSAL ALANDA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE SEÇİLMİŞ BELEDİYENİN HESAP VERMESİ DEMOKRASİNİN GEREĞİDİR

Bilindiği gibi bir süredir İBŞB Başkanı Kadir Topbaş ile bazı tiyatro insanları arasında Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin yıkılarak yeniden inşa edilmesi meselesi üzerine bir tartışma yaşanmakta. Gerçekte -hatırlanacağı üzere- bu tartışma eski bina için yıkım kararı alındığı dönemde başlamıştı. Belediye kendi projesini yeterince şeffaf bir biçimde tiyatro kamuoyuyla paylaşmayı tercih etmemiş, adeta “erk bende, ister yıkarım ister yaparım” şeklinde özetlenecek bir tavır sergilemeyi uygun bulmuştu.

SOKAKLAR BAZILARINA NEDEN KAPALI?

06/01/2010

5 Ocak 2010 günü İzmir Yenikapı Tiyatrosu oyuncuları Özlem Gülmez ve Şahin Adıgüzel İzmir sokaklarında grubun yeni oyunu "Postacı"nın afişlerini astıkları için keyfi bir şekilde gözaltına alındılar. Bu, grubun ilk kez karşılaştığı bir durum değil. Pek çok ticari ilanın asılı olduğu anonimleşmiş sokak köşelerine afiş asmak adeta sadece onlara yasaklanmış durumda.

Polis bu arkadaşlarımızı “çevre ve görüntü kirliliğine yol açmak”la suçlamakta. Yasalara göre bu tür durumlarda polisin 140 ila 5000 TL arasında ceza kesme hakkı bulunmakta. Ama her ne hikmetse bu gerekçe Yenikapı’nın asmaya çalıştığı tiyatro afişlerinin altında halihazırda asılı duran ticari afişler için geçerli olmuyor. Üstelik belirli bir süre psikolojik baskı altında tutulan grup üyeleri ardından serbest bırakıldılar ve haklarında hiçbir kanuni işlem yapılmadı –buna sevinemiyoruz çünkü sonuçta polis onları keyfi ve gayrı resmi biçimde zaten cezalandırmış oldu; üstelik bu haliyle hiçbir yasal sorumluluk altına girmeden.