TEB’İN NEDİM SABAN HAKKINDAKİ BİLDİRİSİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR
(21 Aralık 2009)

Türkiye Tiyatrolar Birliği üyesi TİYATROKARE’nin yöneticisi Nedim Saban’ın Medya Faresi adlı internet sitesinde yayınlanan “Türkiye’de Bir İlk! Tiyatrodaki Mobbing Mahkemelik Oldu!” yazısına ve daha önce Tuncay Özinel’le yaşadığı polemiğe ilişkin, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) imzası taşıyan ve talihsiz bulduğumuz bir açıklama kamuoyuna duyuruldu.

Açıklamayı talihsiz buluyoruz; çünkü olgusal körlük ve tarafgir bir yaklaşım üzerine kurulmuştur.
 Açıklamada ele alınan sorunları kronolojik olarak açacak olursak: Birincisi; Hülya Karakaş’ın Orhan Alkaya ile ilgili mobbing suçlaması yeni değildir. Aylar önce Medya Tava adlı internet sitesinde bizzat Hülya Karakaş’ın yapmış odluğu açıklamalar vardır. Yeni adli dönem içinde bir davanın açılacağını Nedim Saban’a bildiren de bizzat Hülya Karakaş’tır. Sonuç olarak Nedim Saban konuyla ilgili yazısını bir dezenformasyon üzerine bina etmiş değildir. Hülya Karakaş’ın açmaya hazırlandığı mobbing davası ile ilgili Nedim Saban’ın geliştirdiği yorum tabii ki tartışmaya açıktır. TEB bildirisinin talihsizliği, Nedim Saban’ı dezenformasyon yapıyormuş gibi göstermek ve kestirmeden Orhan Alkaya lehine bir sonuca ulaşmaya çalışmak, olgusal gidişatı genel hatlarıyla olsa bile göz önüne almamaktır.

İkincisi; Özinel-Saban polemiğinin Nedim Saban’ın meslektaşlarına dönük etik olmayan bir yaklaşım geliştirdiği tezine destek vermek üzere kullanılması, bir kez daha olguların önemsizleştirildiğine işaret etmektedir. Nedim Saban’ı itibarsızlaştırmak üzere bu polemiği başlatan Tuncay Özinel’dir. En önemlisi, Tuncay Özinel bu polemiği iki kişi arasında olmaktan çıkarmış ve Nedim Saban’ın da mensubu olduğu etnik-dinsel cemaate dönük açık ırkçılık içeren ifadeler kullanmıştır. Bu noktada çeşitli tiyatro yayınları ve Tiyatro Yayıncıları Birliği’nin aldığı önemli kararlar vardır. Kişilerin karşılıklı hakaret ve mesnetsiz adli suçlama içeren ifadelerinin yayınlanması ilkesel olarak reddedilmiş; Nedim Saban da kamuoyunun bu şekilde meşgul edilmesi nedeniyle kendi adına özür dilemiştir. Öte yandan, Tuncay Özinel’in Nedim Saban’ı aşacak şekilde Yahudi cemaatine dönük ırkçı yaklaşımı her nedense dikkatlerden kaçabilmiş ve bazı tiyatro yayınlarımız mesnetsiz adli suçlama ve ırkçılık içeren söylemlere “yanıt hakkı” adına yer vermek gibi tutarsızlıklar sergileyebilmiştir. TEB’in ırkçı söylemler karşı hassasiyetini ve tavrını bildiğimiz için bu noktayı özellikle vurgulama gereği duyuyoruz.

TEB’e önerimiz, yayınlamış olduğu bildiriyi gözden geçirmesi ve tarafların bir araya geldiği ortamlar da inşa edilerek olguları ve olgusal gidişatı temel alan adil bir söylem kurulmasına yardımcı olmasıdır. Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak bu çalışmaya katkı sunmaya hazırız.

Türkiye Tiyatrolar Birliği